90 dakika boyunca sahada olup arkadaşlarına bir kez olsun sırtını dönmeyen tek oyuncu kalecidir. Ben bu yüzden kalecileri çok severim. Ve bir kalecinin bir çift eldiveni vardır. İki çift yok...

O bir çift eldiveniyle maçlarda oynamaktadır. Lakin antrenmanlarda eldiveni ellerine takamamaktadır. Çünkü eldiven yırtılır - yıpranıyor, ikinci çift eldiven yok. İyi de antrenmanlarda ne yapacak! Aklına Zonguldak'taki maden işçileri gelir. Kömürcüler... Onlara mektup yazar. Kendisinin bir çift eldiveni olduğunu ve o eldiveni sadece maçlarda kullanabildiğini. Eğer antrenmanlarda o eldivenleri ellerine takarsa, eldivenlerin kısa sürede yıpranacağını, eskiyeceğini yazar. Ve işçilerden eldiven ister.

Bu mektup üzerine Zonguldak'taki maden işçileri bir çift eldiveni o kaleciye teslim edilmek üzere; Zonguldak'tan kalecinin yaşadığı kente gitmekte olan otobüsün şoförüne emanet olarak verirler. Ve o kaleci yaşadığı şehrin otobüs garajında Zonguldak'tan gelen otobüsün şoföründen eldiveni alır ve ertesi gün antrenmanda takar. Antrenmanlara kömür işçilerinin eldivenleriyle çıkan o kaleci, hepimizin bildiği Şenol Güneş'ten başkası değildir.

Fotoğraf: 1984-1985 sezonu Şenol Güneş - Trabzonspor